Yeni çılgınlığımdan bahsedeyim size: Green Juicing.
Yani salata, sebze neyin demeden herşeyin suyunu sıkıp içme. Yeşil yeşil. Ooh.
Geçen yine rejime giremiyorum, kendimi motive edecek bir şeyler ararken karşıma “Fat, Sick and Nearly Dead” isimli film çıktı. Üşenmedim izledim. Ben buraya sadece trailer’ını koydum ama tamamını izlemek için şuraya tıklayabilirsiniz.
İzlemeye de üşenenler için tekrar edeyim, amcam taa Avusturalya’dan kalkıp Amerika’ya geliyor. Sene 2009. Çok şişman, çok ciddi sağlık sorunları var. Gitmediği doktor, alternatif sağlıkçı neyin kalmamış. Kendi kendine diyor ki: yahu, bizim vücudumuz zaten mükemmel çalışıyor ve hatta ben sağlıksız alışkanlıklarımla engellemedikçe kendi kendini iyileştirebilir gibi bile gözüküyor. O zaman öyle bir diyete başlayayım ki hem kısa sürede bolca kilo vereyim, hem vücudumu beslemekten geri kalmayayım hem de bundan insanlara ilham verebilecek bir film çıkartabilir miyim diye bi göreyim. 30 gün New York’ta sadece meyve-sebze suyu içeceği bir diyete başlıyor. 30 günden sonra da bir 30 günü daha Amerika yollarında road trip yaparak geçiriyor. (Arabasının arkasında meyve suyu sıkacağıyla, evet.)
Sonuç: 140 kilodan 95 kiloya düşüyor ve bütün semptomlarından kurtuluyor. İlaçlarını da bırakıyor.
Yolda tanıştığı ve ilham verdiği -kendinden daha bile şişman (obez) ve acılar içinde- insanlar da benzer şekillerde çok ciddi kilo veriyor ve migren, ürtiker vb sorunlarından kurtulduklarını beyan ediyorlar. Şaşırtıcı tarafıysa bütün bu sürecin günbegün dokümante edilmiş olması.
Sonrası tabii ki dünyayı gezerek hikayesini anlatmalar, “Reboot With Joe” isimli programının satışı, kitaplar, Youtube kanalı, çok daha fazla insanın kendini kaybederek katıldığı bir global “Juice Cleanse” çılgınlığı, ikinci bir Fat, Sick and Nearly Dead filmi (ve tabii ki para, para, para!) diyebileceğimiz bir boyuta evriliyor.
Şimdi ben kendi kendime bir meyve suyu orucuna girecek çılgınlıkta değilim -ki bunu kısa süreli de olsa yapan bir sürü insan olduğunu biliyorum- ama her sabah güne bol vitaminli bir sebze suyuyla başlamanın bana gerçekten de enerji verip vermeyeceğini, kendimi daha iyi hissettirip hissettirmeyeceğini bir görmek istiyorum.
Sadece bir fikir vermesi adına şu posteri iliştiriyorum, keza mevzu aşağı yukarı şu şekilde işliyor:
Bir sonraki yazımda bu hafta denediğim “green juice”lar içinden yeni başlayanlara uygun birkaç tarif bulabilirsiniz.
Ne dersiniz? Siz de yapıyor musunuz kendinize “green juice?”
[…] Yazının devamı için tıklayınız… […]
[…] Geçen yazımda #juicing’le nasıl tanıştığımı anlatmıştım. Sizinle birkaç tarif paylaşacağımı da söylemiştim. […]
[…] Bana da paylaşması düştü. Juicing’in ne olduğu konusunda kafanız karışık ise, sizi şu tarafa alalım. Yorumlarınızı eksik etmeyin İyi okumalar […]
[…] Bana da paylaşması düştü. Juicing’in ne olduğu konusunda kafanız karışık ise, sizi şu tarafa alalım. Yorumlarınızı eksik etmeyin İyi okumalar […]
[…] Geçen yazımda #juicing’le nasıl tanıştığımı anlatmıştım. Sizinle birkaç tarif paylaşacağımı da söylemiştim. […]