Cinsiyetçi popüler kültürümüzü yansıtan 7 Türkçe şarkı

Bugün Facebook’ta karşıma çıkan bir içerik, aslında hepimizin bal gibi farkında olup fazla dillendirmediği bir konuda paylaşım yapmaya gark etti.

Türk toplumunda cinsiyetçiliği şekillendiren, büyüten ve besleyen en önemli yapı erkek egemen kültürün kurgulandığı ailedir diyebilirsiniz.

Ben buna ek olarak bu cinsiyetçiliği onaylayan ve normalleştiren popüler kültürün rolünü de es geçmeyin derim. “Fatmagülün suçu ne?” tipi dizileri “evimin kadını, çocuklarımın anası olacaksın” baskılı Türk filmlerini duyduk, gördük, izledik.

Ama ben bugün Nihat Doğan’ın şerefine bir popüler şarkı listesi yapmaya karar verdim.

1. Benim Olmazsan Taciz Ederim by Nihat Doğan

“Görür görmez onu kalbim duruldu
Benim olacak dedim kendi kendime

Eş dost ne der bilemiyorum ama
Elde etmezsem ölürüm billah

İyilikle olmazsa vallahi zorla”

Boğazınızda düğümlenen birşeyler yoksa bu yazının devamını hiç okumayın bence.

2. Oğlumun Tabancası by Ankaralı Namık

“Baba oldun dediler efelendim azıcık
Beşiğinden bakıyo yumuş yumuş kuzucuk
Alsana tay tay halası göstersin mi dayısı
Oğlumun tabancası tak tak yapıyo amcası”

Yeni doğan bir erkeğin pipisiyle değerlendiği dünyaya hoş gelişinin hikayesi. O ne pipidir ki herkese gösterilir, bir tabancanın tak tak edişiyle özdeşleştirilir. Rakel Dink’in sözleri geliyor aklıma: eline tabanca verdiğiniz “bir bebekten katil yaratan” karanlık, bir tabancanın namlusunda saklanır.

3. İstanbul Duy Beni by Mert İçgören

“Amina koyarrim agzina sıçarrım
Efendi ol ki sonra hiç üzülme
Kızlari severim vururum çakarım
Önden arkadan sağdan soldan
Güzel olması yetmez
İşini bilmesi kesmez
Ne olursa olsun İçgören affetmez”

Bir anda meşhur olup, bir anda yıldızı sönen Mert İçgören’i bir ara dinlemeyen yoktu galiba. “Ortam Çocuğu” “Türk Malı” ve daha niceleri ağır cinsiyetçi ve Amerikan hip hop özentisi şarkıları bir dönem -sırf komik diye- hepimizin dilindeydi.

4. Şarköy Türküsü by Kıraç

“Bağa girdim bağ budanmış
Bağa bülbül dadanmış

On beş yaşında da Nazife de hanıma
Doyum olur mu”

Nazife Hanım dediği 15 yaşında bir çocuk. Kıraç’ın albümüne koyduğu bir halk türküsü.

Hadi şimdi bütüün bunları geçelim de erken yaşta evliliğin “caiz olup olmadığını” konuşalım, olur mu?

5. Çalkala Kızım by Ankaralı Turgut & Yasemin

“Kalenin ardı bostan gülüm aman aman
Yıkılsın Yunanistan
Yunanistan kızları gülüm aman aman
Ne don giyer ne fistan

Kaldır kaldır vur yere
Muhtar kellesi gibi
Çalkala kızımmm çalkala
Şehriye çorbası gibi
…
Allah sana mal vermiş
Alaman bombası gibi”

İtiraf ediyorum bu şarkıyı zaman zaman hatırlayıp eğlenerek dinliyorum. Cinsiyetçilikle milliyetçiliği harmanlayan, akla zararlığın sınırlarını zorlayan, türünün en keskin örneklerinden. Gerçi yeri gelmişken söylemek lazım Ankara havaları başlı başına çalışılması gereken bir mevzu, listeyi de buradan ta Ankara’ya kadar götürür. Merak eden otursun incelesin. Gülmek garanti.

6. Şımarık by Tarkan

 “Takmış koluna elin adamını
Beni orta yerimden çatlatıyor
Ağzında sakızı şişirip şişirip
Arsız arsız patlatıyor

Çekmiş kaşına gözüne sürme
Dudaklar kıpkırmızı kırıtıyor
Bi de karşıma geçmiş utanması yok
İnadıma inadıma sırıtıyor”

Kadın ciklet çiğnemez, makyaj yapmaz, kırıtmaz, sırıtmaz. Devamını zaten son günlerde çok duyduk: mini etek giymez, kahkaha atmaz, hamileyse dışarı çıkmaz ve diğerleri.

Çünkü bu koşullar altında kovalanıp “yakalanması” gereken bir ava dönüşüyor. Ve yakalanırsa: “muck muck.” Ya da Ankara havası versiyonunda daha dürüst bir biçimde söyledikleri gibi: “tık tık.” İstese de istemese de.

Bir nesil bu şarkıyı dinleyerek, söyleyerek, severek büyüdük.

BONUS: Erkekler Ağlamaz by Nilüfer (feat. Şebnem Ferah)

“Erkekler ağlamaz sil göz yaşını
Kaçırma gözlerini benden suçlu, suçlu
Erkekler ağlamaz insanız unutma
Sustururum zamanla içimdeki bu acıyı”

Nilüfer de, Şebnem Ferah da benim gözümde iki güçlü, değerli kadındır.

Bu bir yana, şarkıda anlattıkları da bir hikayedir. Sevgilisi tarafından incitilmiş bir kadının sevdiği erkeğin ağlamasına tahammül edemeyişini anlatan bu hikaye, ne diyeceğini bilemeyen kadının o “bildik” nakaratı söylemesiyle çözümlenir: ağlama, çünkü erkekler ağlamaz.

Altmetin: erkekler zayıf düşmez, savunmasız kalmaz. Savunmasız kalan, zayıf düşenin de erkekliği sorgulanır. Türk toplumunun çok sevdiği bu nakarat, daha ailede dillendirilmeye başlar.

Kendinize karşı dürüst olun: ağlayan bir erkeğe hiç mi söylemediniz bu lafı? Peki bunu ona söylemeniz içten içe birşeyleri bastırmasına sebebiyet vermiş olabilir mi hiç?

[line]

Ya sizin aklınıza takılan cinsiyetçi şarkılar? Bakınız homofobik şarkılara girmedim bile bu yazıda… Sizce bu şarkılar “bağzı şeylerin” sebebi mi, yoksa sonucu mu? Yazın konuşalım, tartışalım, paylaşalım, büyüyelim.

Sevgiyle,